en başta İstanbul manzaraları, Dolmabahçe Sarayının çeşitli görüntüleri, Galata Köprüsü, çarklı vapurlar, Kız Kulesi, surlar, İstanbul’un yüzyıl veya daha eski hali. Çeşitli renkleri, kır çiçekleri ve her birisinin başka olmasıyla bulunmaz bir güzellik. Resimli desenli tepsiler, genellikle 18. ve 19. yüzyılda yapılmıştır. Yüksek kalitede ince bir zevkle boyanmış bu tepsiler, son 200 yıl içinde hem kullanılmış ve hem de koleksiyoncular tarafından toplanmaya çalışılmıştır. Önceleri Fransa, İngiltere, Hollanda, Rusya’da, daha sonra da Amerika’da yapılmıştır. İngiltere’de, 17. yüzyılın başında Pontypool ve Monmouthshire’da iyi kaliteli demir parçalar (Iron Plate) kesiliyordu. Thomas Allgood 1730’da Pontypool’da demiri pastan koruyabilmek için bir cila bulmaya uğraştı ve onun oğlu kalın bir cila bulmayı başardı (Japanned Ironware). Böylece ilk lakelenmiş demir parça yapıldı. Vernik tabaka üstüste sürülerek lake yapılıyordu. İlk yapılan vernik (Pontypool’da) siyahtı ve asfalt (asphaltum), zamk (resin), amber (amber), neftyağ (linsecl4 oil) de eritilip turpentinle inceltiliyordu, sonra elde edilen vernik fırçayla (daha sonra parçanın tamamını verniğe batırmayla) sürülüp, sertleştirmek için fırına konuyordu. Bir ilk tabaka oluşturup, düzeltilip, defalarca tekrarlanarak parlak ve sert hale getirilmeye uğraşılıyordu. Desen boyandıktan sonra üstü renksiz vernik, katı zamk (hard resin) linseed oil (aynı zamanda çeşitli renklerde boyayı bu vernikle karıştırarak oluşurdu) ve turpentin sürülüyordu. İlk yıllara ait parçaların çoğunun zemini siyahtır. Bu, çok rekabetli ortamda vernik ve dekor teknikleri çok sıkı bir gizlilik içinde sürdürülürdü. Bu yüzden günümüze gelen bilgi çok kısıtlı oldu.