Şekillerin resmedilmesini yasak eden İslâmi hüküm, resmi inkâr ve yasaklamak değil, sadece puta tapmayı*önlemek amacını taşımıştır. Bütün buna rağmen islâmi görüş içinde gelişmeyen resim sanatının bu durumunu, müminin Allah anlayışında, “Kainatta sırf şekil ve kendiliğinden suret yoktur, yalnız Allah dâim ve bâkidir” İslâm felsefe ve düşünce-sinde aramak gerekir.
İslâmiyetin resmi yasakladığına dair bir hüküm Kuran-ı Kerim’de görülmemektedir. Kuran-ı Kerim’ de sadece puta tapmayı yasaklayan ayetler vardır. “Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal oldarı şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saâdete eresiniz” (Mâide Süresi, 90. Ayet) Diğer bir âyet, “Allah’ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kimdir? Çünkü, yalvardıkları şeyler, yalvardıklarından (Ahkâf Süresi, 5. Ayet)
Hilye, kelimesi “süs” anlamına gelir. Bunun dışında, kılıcın sapındaki veya kınındaki zinet, süret, hev’et, görünüş gibi anlamları da vardır. Hilye-i Şerif, Hilye-i Saadet ve Hilye-i Nebevi’de denilir. Hilye-i Şerif, Hz. Peygamber Muhammed in mübarek vasıflarını anlatan manzum veya nesir halindeki yazı-cin.. Hat Sanatındaki Hilyelerde, Peygamberimizin, onu görenler-den naklen, gözünün ve saçının rengini vücudunun biçimini, boyu-nu, sesinin tonunu, tavır ve hare-ketlerini özellikleriyle anlatan yazıların klâsikleşmiş bir biçim ve çerçeve içinde verilmesi âdet olmuş-tur. Bu biçim Hilyeler meşhur hattat Hafız Osman’la başlamıştır ki 300 senelik bir geçmişi vardır. Hattatlardan pek çoğu, Hilye yazmaya heves etmişler ve bunu bir şeref addetmişlerdir. Mustafa İzzed Yesarizâde, Kazasker Mustafa İzzed Efendi, Şevki Efendi, Kamil Akdik, Hamid Aytaç gibi değerli hattatlar Hilye yazmışlardır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.