Ârı sütü geç olarak keşfedilmiş bir doğa mucizesidir ve yapılan araştırmalara göre içeriğinde baldan daha fazla yararlı madde bulunmaktadır. Bu nedenle birçok hastalık ve tedavide bazen kısmen bazen de direkt olarak kullanılır. Peki, hiç merak ettiniz mi, arı sütü arılardan nasıl elde edilir?
Aslında arı sütünün memeli hayvanların memesinde oluşan sütle ilgisi olmadığı hâlde yavru beslenmesinde kullanılması ve süte benzeyen görünümü nedeniyle Türkçe’de süt olarak adlandırılmaktadır. Diğer dillerde ise “Kraliyete ait jel” (Royal jelley) adı verilmiştir.
Arı sütü, bir haftalık genç arıların yutak altı bezlerinde sakladıkları jel kıvamında, kremsi-beyaz renkte, radı ekşi ve hafif keskin kokulu bir enzimdir. Arılar, arı sütünü sadece kraliçe arı ve yavru arıların beslenmesi için üretirler. Kraliçe arı yaşadığı boyunca arı sütüyle beslenir. Diğer arılar ise yavruyken ilk üç gün arı sütüyle beslenir, ilk üç günden sonra ise bal ve polenle beslenmeye başlarlar. Arı sütü arıların gelişiminde çok etkilidir. Yavru anlar ilk üç gün arı sütüyle beslenirken çabucak gelişir, lam olurlar ve arı sütü verilmesi kesilir.
Arı sütünün üretilmesi de çok zahmetlidir. Arı sütünü bir haftalık genç işçi arılar üretir. Bu arılar ne yeni ergin olmuş acemi arılar ne de kovan dışına çıkarak yıpranmış arılardır. Genç işçi arılar yaşamlarının en verimli zamanlarında yani bir haftalıkken hem kendileri hem de insanlık için mucizevi faydalan olan arı sütünü üretirler. Arı yetiştiricileri de larvaları yok ederek arı sütünü kaşıklarla gözlerden toplarlar. Her bir gözden yaklaşık 0,1 gram arı sütü alınabilir.
Besin değeri oldukça yüksektir. Buna en önemli işaret ise işçi anlara göre daha uzun bir süre arı sütüyle beslenen kraliçe arının yaşam süresidir. Ana an ve işçi arılar yumurtadan çıktıklarında aynı genetik yapıya sahip olmalarına rağmen larva döneminde farklı oranda ve sürede arı sütüyle beslenmeleri yapılarının farklılaşmasına neden olmaktadır. Sadece altı günlük bu farklı beslenme sonucunda ana arı hastalıklara direnç kazanmakta ve altı yıl kadar yaşamaktadır. Diğer işçi arılar ise kolay hastalanırlar, dişi oldukları hâlde yumurta bırakamazlar ve sadece iki ay yaşarlar.
Kovandaki düzenin ve arı kolonisinin hayatının devamı arı sütüne bağlıdır. Ana sütüyle beslenen kraliçe arı kovana hükmeder üremeyi sağlar. Bu nedenle kraliçe arının bir günde kendi ağırlığının birkaç katı kadar yumurta yumurtlaması gerekir.
Yapılan araştırmalara göre insan sağlığına sayısız katkısı olan arı şutunun yararları ve kullanım alanları çok fazladır. Örneğin; hücre yenileme özelliği nedeniyle kanserli hücreleri yok etmede ve savaşmada kullanılır. Genel olarak diğer faydaları ise şöyledir:
Çocukların zihinsel ve bedensel gelişiminde yardımcıdır. Romatizmal hastalıklarda yardımcı tedavi olarak kullanılır. Bağışıklılık sistemini güçlendirdiği konusunda ciddi bulgular vardır. İçinde var olan enerji nedeniyle yorgunluğu atar, enerji verir, insanı zinde tutar. Hücre yenileme, kemik dokusu yenileme, kemik gelişimini arttırma, beyinsel fonksiyonu arttırma gibi çok çeşitli kimyasal faydası vardır. Hücre yenileyici etkisi nedeniyle saç dökülmesine karşı kullanılır. Hamilelikte ve hamile kalmada önemli yardımcıdır. Yine hücre yenileme özelliği nedeniyle cilt kırışıklıklarını gidermede kullanılır. Midenin rahatlamasını sağlar. Ülser gastrit gibi mide hastalıklarını ve mide yanmasını önler. Damarların güçlenmesini ve sara hastalığında nöbetlerin hafiflemesini sağlar. Her türlü hastalıkta ek olarak ayrıca griplerde gıda takviyesi olarak sıklıkla kullanılır.